AYET-İ KERİME

http://emelleri.blogspot.com.tr/2013/06/fakirlige-sebep-olan-seyler.html

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Yavuz Sultan Selim 3. Köprünün ismi oldu TEMELİDE ATILDI HADİ HAYIRLI OLSUN

Yavuz Sultan Selim 3. Köprünün ismi oldu
TEMELİDE ATILDI HADİ HAYIRLI OLSUN

Başbakan Erdoğan müteahhit firma ile yaptığı sözlü pazarlık sonrası projenin bitirilme tarihi ile ilgili yüklenici firmaların temsilcilerinden 29 Mayıs 2015 olarak söz aldı.

İstanbul Boğazı'na inşa edilecek 3. köprünün yapımını da içeren ''Kuzey Marmara Otoyolu Projesi'nin Odayeri-Paşaköy Kesimi''nin temelleri, İstanbul'un fethinin 560. yıl dönümü olan 29 Mayıs'ta yani bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle atıldı

Başbakan Erdoğan'ın törende yaptığı konuşmadan satır başları:

Bir Osmanlı padişahının, onun kuvvetli komutanlarının ve onun güzel askerlerinin, bir karanlık çağı kapatarak bir aydınlık çağı açtığı fethin 560. yıldönümünde sizlerle buradayız. Şu anda İstanbul'umuzun değişik yerlerinde çeşitli kutlamalar yapılıyor. Bu vesileyle bir kez daha İstanbul'un fethini gerçekleştiren o şanlı padişahı, komutanlarını, neferlerini rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun. Fatih Sultan Mehmet Han, bize İstanbul başta olmak üzere birbirinden güzel şehirler bırakmakla kalmamış, fetih ruhunu kendisinden sonraki nesillere de aktarmıştır.

Osmanlı var olduğu tüm topraklarda halkın kalbini fetheden eserler bırakmıştır. Biz de tıpkı ecdadımız gibi tarih yazmaya, eserler bırakmaya devam ediyoruz. Bugün de dev bir projenin temellerini atıyoruz. İstanbul'da 7 tepeye 7 büyük eser projemiz vardır. Bir tanesi üçüncü gerdanlık olarak boğazda inşallah kendisini göreceğimiz köprü. Biraz sonra Cumhurbaşkanımız bununla ilgili sürprizi size açıklayacak.

Bu köprüyle boğaza üçüncü gerdanlığı takmış oluyoruz. Artık İstanbul'umuzun içinde ağır vasıtalar görmeyeceğiz. Aynı zamanda bu köprünün çevreyi korumaya yönelik özellikleri olacak. Bağlantı yollarıyla çok farklı görünecek.

Bugün temellerini attığımız Kuzey Marmara Otoyolu ve Üçüncü Köprünün, şimdiden İstanbul'a, tüm Türkiye'ye, dünyaya hayırlı olmasını diliyorum.

Bir medeniyet şehri olan İstanbul'a medeniyet projesi kazandırıyoruz.

Bu köprü çevreyi korumaya yönelik. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nin ardından bugün üçüncü köprü. Bu köprüyü inşaa ediyor üçüncü bir gerdanlığı takıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu ve üçüncü köprünün şimdiden Türkiye'ye İstanbulumuza tüm dünyaya hayırlı olmasını diliyorum. Kısa süre önce ihalesini yapmış olduğumuz üçüncü havalimanı, yine dünyanın kendinden çok bahsedeceği bir havalimanı olacak.

Bazıları bilmiyor çünkü ağzı olan konuşuyor. Bu havalimanı nerede yapılıyor haberi yok. Televizyonlarda dinliyorum zaman zaman "şu kadar ağaç kesiliyor, bu kadar ağaç kesiliyor" nerede yapılıyor haberi yok. Oraları gezse görecek savaştan çıkmış bir coğrafya. Daha önce oralar taş ocakları gibi yerlerdi. Şimdiyse insan odaklı bir havalimanı yapılmak suretiyle, İstanbul'un mevcut havalimanı ihtiyaca cevap vermiyor. Gecikmeli kalkışlar sebebiyle şikayetler dinliyoruz.

Ama şu anda yapılacak havalimanında beş tane pistiyle, modern terminal binaları ve körükleriyle artık bu tür beklentilerin olmayacağı bir havalimanına kavuşuyoruz.

Güçlü bir Türkiye'yi bu şekilde imar ediyoruz. Bu ihale yapıldı. Yeni bir ihale yapılıyor. O da Kanalİstanbul ihalesi. Şimdi bununla ilgili de çok konuşacaklar, çok bağırıp çağıracaklar. Ama kervan yolda gerek, bizim işimiz var. Şu güzel boğazda sorun, kaç tane kıvrımlı yer var, sıkıntı var bilmezler. Ama biz çok çalıştık. Yedi ay yanan o geminin İstanbul'a nasıl bir korku yarattığını unutamayız.

Kanalİstanbul ile de bu iş bitmeyecek. Bakın şimdi Marmaray 29 Ekim'de açılıyor. Hamd olsun bunu inşaa etmek de bize nasip oldu. Hemen biraz güneyinde, iki tane tüp. Oradan da yine otomobiller gelip geçecek. Bunların aklı bu tür yatırımları alır mı yahu? Almaz. Alsa bugüne kadar zaten bunlar yapardı. Ama 10 yıla bizler bunları sığdırdık.

Bir başka adım. O da biliyorsunuz bizde hacmi belki küçük görünüyor ama bir Yaslıada var. Yassı demiyorum. Yaslıada. Niye? Orada Menderes idam edildi. İki tane bakanı aynı şekilde. Şimdi biz o adayı ve yanındaki Sivriada'yı ikisini bir bütün olarak ele almak suretiyle, demokrasi ve özgürlükler adası yapıyoruz. Orada inşallah oteller olacak, müze olacak. Ama öyle sit hattını tehdit edenler değil. Sit alanına dikkat etmek suretiyle. Mesela Sivriada'da taş ocağı olarak kullanılmış, orayı biz kongre merkezine dönüştüreceğiz. Yani misafirlerimiz gelecekler bu adalara kapanacaklar, toplantılarını yapıp ayrılıp gidecekler.

Bitmedi. Haliç. Haliç'te bugünlerde yeni bir ihaleye hazırlanıyoruz. Bu ihaleyle Haliç'in kabulleneceğimiz bir yanı var ki. Taşkızak tersanesi işte bütün oraları yeni projeyle muhteşem bir projeyle Haliç'in o nasıl ki içindeki 2,5 milyon metreküp çamurunu alıp taşıdıysak, Vialand'ın olduğu yere bir çevrecilik uyguladık.

Biz laf üretmiyoruz. Biz iş üretiyoruz. İşte birileri geliyor. Taksim meydanında gezi parkında şöyle olmuş böyle olmuş. Ne yaparsanız yapın. Biz kararı verdik. Eğer tarihe saygınız varsa, önce o gezi parkı denilen yerin tarihi nedir onu araştır bak. Orada tarihi yeniden ihya edeceğiz. Orayı tamamiyle yayalaştırarak insanoğlunun emeğine sunacağız. Şu anda Ak Parti iktidarı döneminde, belli yaş gruplarında diktiğimzi ağaç miktarı, fidan 10 yaş grubu üzeri, 5 yaş grubu üzeri ağaçlar olmak üzere yaklaşık 2,5 milyardır. Bu ağaçları bu iktidar dikiyor. Yeter ki insanlarımızın ağaç dikme merakı olsun gelsinler bedelsiz onlara yer gösterelip oralara ağaç diksinler.

Şu anda İstanbul'da şehir içi araç trafiği 3.5 milyona ulaşıyor. Köprülerimiz 2.5 kat kapasite ile çalışıyor, Boğaz'ı geçme süresi 1 saati buluyor. İstanbul'a 3. Köprü yapılmasına karşı çıkanlar bu kayıpları önleme adına hiçbir öneride bulunmuyorlar. o yüzden biz bu ufuksuz yaklaşımları ciddiye almıyoruz ve almayacağız. Geleceğin Türkiyesini oluşturmaya çalışacağız. Projenin güzergahını ormanların, göletlerin korunmasını ön planda tutarak planladık. Proje tamamlandığında dünya çapında bir rekora da imza atmış olacağız. Bu köprü herşeyiyle dünyada bir örnek teşkil edecek ve hepimiz gurur duyacağız.

Başbakan Erdoğan müteahhit firma ile yaptığı sözlü pazarlık sonrası projenin bitirilme tarihi ile ilgili yüklenici firmaların temsilcililerinden 29 Mayıs 2015 olarak söz aldı.

İSMİNİ GÜL AÇIKLADI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üçüncü köprünün isminin 'Yavuz Sultan Selim' olduğunu açıkladı.

Üçüncü köprünün temel atma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: "Birinci köprü Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, devletimizin birinci cumhurbaşkanı Atatürk'ün ismini taşıyor. İkinci köprü İstanbul'u bize armağan eden, fetheden, Peygamberimizin güzel sözüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmet'in ismini taşıyor. Bu üçüncü köprü eminim ki herkesin zihninde vardır; acaba bu köprünün ismi ne olacak diye... Biraz önce değerli Başbakanımız o açıklamayı benim yapacağımın işaretini size verdi. Arkadaşlarımız, hükümetimiz hep düşünüldü, konuşuldu neticede hep beraber şu karar vardık ki üçüncü köprünün ismi Yavuz Sultan Selim Köprüsü olsun."

Gül, şöyle devam etti: "Tarihimizle övünen, Osmanlı devletini çok daha büyüten, imparatorluğumuzu cihanşümul bir imparatorluk haline getirmekte çok fetihlere adımları olan ve Mukaddes Emanetleri bize emanet eden bu büyük sultanı, padişahı bu şekilde daime yad etmek, anmak ve ona da saygı ve şükranlarımızı bir tarih bilinci içinde göstermek için bu ismi hep beraber verdik. Bundan sonra inşallah üçüncü köprü de Yavuz Sultan Selim Köprüsü olarak seslendirilecek." 

25 Mayıs 2013 Cumartesi

İstanbul’un Fethi denilince ikinci akla gelen isim kim?

Fetih Kutlaması’ndan Önce

Erbakan Hocamızın Kabrini Ziyaret…

Bugün büyük gün… İstanbul’un Fethi’nin 560. Yıldönümü muhteşem bir organizasyonla Kocaeli’de kutlanacak. Yürekler her zaman olduğu gibi yine pırpır edecek. Yürekler her zaman olduğu gibi yine heyecanlanacak. Yürekler her zaman olduğu gibi yine şahlanacak. Yürekler her zaman olduğu gibi yine umut dolu olacak. Yüreklerde her zamanki coşku bir başka kanatlanacak... Yalnız Bir Dakika… İstanbul’un Fethi denilince akla ilk gelen isim kim?

Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri…

İstanbul’un Fethi denilince ikinci akla gelen isim kim?

Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan.

İnşallah, bugünkü Fetih Kutlaması’ndan önce Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın Zeytinburnu Merkez Efendi’de bulunan kabrini ziyaret edip bir Fatiha okunacak.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

REĞAİB 2. HARAM AY RECEB'İN İLK CUMASI

Receb-i Şerîfin ilk cuma gecesi, yâni bugün akşam Regâib Gecesi’dir.

Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir.
"Reğa-be" , kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir.
"Reğîb" kelimesi ise, "reğabe" den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe" dir. "Reğîbe" nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib" in aslı budur. 

Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. 

Peygamberimiz'ın sav Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır.

Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.

Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır.
Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler.

Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak "reğabe" den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe" nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır. 

Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. 
اِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللّٰهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فٖى كِتَابِ اللّٰهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ مِنْهَا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذٰلِكَ الدّٖينُ الْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا فٖيهِنَّ اَنْفُسَكُمْ وَقَاتِلُوا الْمُشْرِكٖينَ كَافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَافَّةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّقٖينَ  Tevbe Suresi, 36

Hz. Peygamber'in sav bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır:

"Receb-i Şerîf'in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." buyuruyorlar." (Camiu-s sağir) 

İbn-i Abbas (radiyallahu anh) Hazretleri: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O'nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O'nu hiç oruç tutmayacak zannederdik." buyurmuştur. (Müslim) 

"Muhakkak zaman, Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye'l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

*"Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." * (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423) 

Konuyla ilgili Hadisi Şerifler çoğaltılabilir. Bize düşen ise (bir mü'minde her zaman olması gerektiği gibi) samimi bir kalp ile Allah'a yönelmek ve bu gün ve geceleri elimizden geldiğince hayra vesile kılmaktır.

Beş Vakit Namazda Bir Günde Mü'minin kazancı

Beş Vakit Namazda Bir Günde Mü'minin kazancı 
Abdestli imanlı oluyor.
+5 kez ezan okunuyor.
+5 kez kamet okunyor.
+13 kez niyet ile huzurullaha çıkıyor
+15 kez Euzu çekiyor.
+40 kez Besmele çekiyor
+13 kez kıyama duruyor.
+15 kez Sûbhaneke okuyor.
+26 kez secdede duruyor.
+40 kezFatiha okuyor
+80 kez Er-Rahman diyor
+80 kez Er-Rahim, diyor
+240 kez Allahu ekber, diyor.
+120 kez Sübhane rabbiye'l azim,
+240 kez Sûbhane rabbiye'l âlâ diyor
+40 kez Semi allahu limen hamideh, diyor.
+40 kez Rabbena lekel hamd diyor
+40 kez Amin (ya rabbi duamı kabul et) diyor
+33 kez Zamm-ı sure okuyor
+21 kez Ettehiyyatu ile Peygamberimize selam gönderiyor
+21 kez Kelime-i Şahadet getiriyor
+26 kez Meleklere ve Müminlere selam veriyor
+13 kez Allahumme entes-selâmu ve minke's selam tebarekte ya zel-celali  ve'l ikram diyor
+13 kez Rabbena âtîna
+13 kez Rabbenağfirli okuyor
+21 kez Allahumme salli salavatını,
+21 kez Allahumme barik salavatını okuyor
+1 kez kunut duaları okuyor.

10 Mayıs 2013 Cuma

ÜÇ AYLAR BAŞLADI TAKVİME GÖRE BÖYLE SIRALANDI

Mübarek üç ayların ilki olan Recep, "yüceltilmiş, içine ikramlar konulmuş ay" ve "hazırlanmak" manalarına gelmektedir. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi (16/17 Mayıs 2013) Regaib kandilidir. Regaib, "pek çok ihsan" manasına gelen "Ragibe" kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı Hakk engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir....

Receb ayının 27. gecesi (5/6 Haziran 2013) ise Miraç Kandili'dir. Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır. 

ŞABAN, HAYIR AYI (10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ)

Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibariyle "dağılan", "saçılan" manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz, Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir. Şaban ayı içerisinde Berat kandili vardır (23/24 Haziran 2013). Berat kelimesi, "borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak" manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur'an-ı Kerim bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat gecesi denilmiştir. 

RAMAZAN, BEREKET AYI (9 TEMMUZ 2013 SALI)

Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı (9 Temmuz 2013), on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an indirilmeye başlanmış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" (3/4 Ağustos 2013) vardır. Bu gece Allah'ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan'ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan'ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır. İslam âleminin heyecanla beklediği üç aylar 11 Mayıs cumartesi günü başlıyor. 

“ Yâ Rabbî, bize Recep ve Şaban’ı mübârek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır...” 

Rabbimize şükürler olsun bu sene de üç aylara kavuşmak üzereyiz. Yarın itibariyle gönül dünyamıza üç ayların ilki Recep ayını misafir edeceğiz. Perşembeyi cumaya bağlayan gece ise Regâib Kandili. 

Recep, Şaban ve Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdolu. Üstelik bu aylar içinde bulunan Regâib, Mi'râc, Berât ve Kadir geceleri, hiçbir maddî ve dünyevî ölçüyle değerlendirilemeyecek kadar ilâhî ikramlarla donatılmıştır. 

İnsan hayatı tekdüze değil, inişli çıkışlı. İnsanın kaderinde mutluluklar ile üzüntüler iç içe. Çoğu kez, mutlu olduğumuz kadar üzülür, üzüldüğümüz kadar da mutlu oluruz. Gün güne, ay aya, yıl yıla uymaz. İnsan, kendini mesut edecek güzel gelişmelere tanık olduğu gibi zaman zaman sarsıcı sıkıntılarla/streslerle ve iz bırakan acılarla karşılaşabilir. 

Böyle durumlarda insana düşen nedir? İnsana düşen, mutlu olduğunda şükretmesini, sıkıntıya düştüğünde ise sabretmesini ve problemlerini soğukkanlı bir şekilde tedbirlerle, sistemli çalışmalarla çözmesini bilmektir. Yani şükür, sabır ve gayret. 

Üç aylar bize ne anlatır? 

Bu durumda mübarek gün ve geceleri; mutluluklarımız için şükrümüzü, sıkıntılarımız için de sabrımızı artırmak için karşımıza çıkan önemli bir fırsat olarak görmek mümkün. Düşününüz ki uzun bir yola çıktınız; hava sıcak, yoruldunuz, buram buram ter döküyorsunuz. Diliniz damağınız kurudu. Dizlerinizde derman kalmadı. "Bir bardak soğuk su, bir gölgelik yok mu" diye elinizle alnınızı gölgeleyip uzaklara bakıyorsunuz.

9 Mayıs 2013 Perşembe

Fethullah Gülen, kuvvetin insanı küstahlaştırdığını belirtti.

Fethullah Gülen, kuvvetin insanı küstahlaştırdığını belirtti.


 “Bazen kuvvet insanı küstahlaştırabilir” “Mümin bile olsa ahlaken firavun olur. Sıfatları itibarıyla firavun olur. Bazen nimetlerin sağanak sağanak baştan yağması o da insanı böyle nemrutlaştırır, firavunlaştırır”   “Yani sıradan bir insan gelir, şöyle böyle konjonktürel olarak bir yerde bazı imkânları elde edebilir, dümene oturabilir. Dümene oturduktan sonra artık götürdüğü o vasıtanın içindeki o insanların hiçbirinin hukukuna riayet etmez. Hep tepeden bakar onlara. Hep itab eder, ‘Yerinizde oturun’ der. Adamlar bir şey söyleseler, ‘Az şurada dursanız da bir namaz kılsak, sen dümendesin. Az dursanız da burada bir dinlensek, nefes alsak’, ‘Kesin sesinizi. Siz anlamazsınız o işleri. Ben ne dersem o olur falan’ der” 

“Hatta mümin bile olsa ahlaken firavun olur. Sıfatları itibarıyla firavun olur. Bazen nimetlerin sağanak sağanak baştan yağması o da insanı böyle n emrutlaştırır, firavunlaştırır. İnsan gaflete dalar. Hazreti Pir’in ‘Yirmi Üçüncü Söz’de ifade ettiği gibi yer içer, yan gelir, bilmem neler gibi kulağı üzerine yatar.”
 Ahmak bir güruhun hiç olmayacak şeyleri bile alkışlaması onu şirazeden çıkarır. Takdir edilecek şeylerin yanında tenkit edilecek şeyler, belki sorgulanacak şeyler, onları bile alkışlayan insanlar yine bağışlayın, onu küstahlaştırır. Bunlar küstahlaşma yollarıdır, hafizanallah” 
 “Allah bazen küçük insanlara büyük işler yaptırır. Nimetleriyle onları serfiraz kılar. Bazıları ise bunu göremez. Bunca imkânlarımıza rağmen bunların yaptığı gibi yapamıyoruz der”

“Kıskançlığa giriyorlar, hasede düşüyorlar, cemaat diyorlar, hareket diyorlar, hizmet diyorlar, oturup kalkıyor Batılıların İslamfobisi yaşadığı gibi, bir cemaat fobisi yaşıyor ve yaşatıyorlar” diyen Gülen, “Ah keşke bilseler; cemaat yapmıyor, hareket yapmıyor, hizmet yapmıyor. Allah yapıyor cc  Ama Ona binlerce hamdü sena olsun ki bu nesli, bu nesli cedidi Allah böyle güzel şeylerde istihdam buyuruyor” değerlendirmesini yaptı.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

KARBONAT NE İŞE YARAR VE NE KADAR TANIYORSUNUZ?

Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmayabaşlar. 
Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her tarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile
iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.

 Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı çıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın. Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın. 

 Halı, koltuk, elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp, deterjana saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün ve üzerini hafifçe ıslayın. 1-2 saat bekledikten sonra silin. Yağ lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları söküp atan doğal bir sabun haline gelir. 

 Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve ve sebzelerinizi, ekmeğinizi rahatlıkla koyabilirsiniz. 

 Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz. 

 Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır. 

 Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp, sıcak su ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız. 

 Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını engellemiş olursunuz. 

 Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun. Rengi açılacaktır.  
 Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır. 

 Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda karbonat bulundurun. 

 Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken daha rahat nefes alacaksınız. 

 Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız. 

 Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır. 

 Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Akşamları yatmadan önce 1'e 1 oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile dişlerinizi fırçalayın. Diş çürüklerinde yerleşip yaşayan ve vücudu kansere hazırlayan bağışıklık yokedici virüslerin iki düşmanından
birisi karbonattır. Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da önlenmiş olacaktır.

 Sonuç olarak; sirke, limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz; hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir, nefes alan bir ev açısından önemlidir. 

EK NOT: Bu arada "implant" uygulamaları zayıf bünyelerde diş köklerinde bulunan yukarıda belirtilen virüslerin kana karışması sonucu bağışıklık sisteminin iflası ile kişinin 6 ay - 1 yıl gibi sürelerde kanserden hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Amerikada bu uygulamalar çok zor ve kısıtlanmış durumdadır. Bu nedenle çene kemiği ile opersyonlardan uzak durmalıyız. 

 Bunu da mümkün olduğunca duyurmak insani bir görev. Yurdumuzda harıl harıl "implant" yapılıyor. Amaç TİCARET olsun tabi... İşte bu virüsü öldüren adı sanı olan bir ilaç var, bir de karbonat çok etkili.! 

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.