AYET-İ KERİME

http://emelleri.blogspot.com.tr/2013/06/fakirlige-sebep-olan-seyler.html

15 Aralık 2013 Pazar

Halkın büyük kısmı doğru dürüst dini eğitim alamadı..

Niçin Kendimizi Sorgulamıyoruz?

Halkın büyük kısmı doğru dürüst dini eğitim alamadı, milyonlarca insanımız en basit ve temel ilmihal bilgilerinden mahrum. Bir kısım halk ve gençlik az buçuk dini bilgiye sahip ama o bilgilerin bir kısmı negatif. 
Farmason Cemalettin Afgani taraftarları her Müslüman kendi kafasına göre içtihat yapabilir diye bozuk bir çığır açtılar. 
Ehl-i sünnet İslamlığında içtihad makamı din âlimliğinin ve fakihliğinin en yüksek derecesidir. Bırakın önüne gelen Müslümanın içtihad yapmasını, nice büyük âlimler bile yapamaz. 
Zamanımızda yine önüne gelen fetva vermeye başladı. Bazı televizyonlarda gülünç, gayrı ciddi din programları yapılıyor, bol keseden, işkembe-i kübradan fetvalar veriliyor. 
Bu reformcu, modernist, mezhepsiz ilahiyatçıların fetvaları kesinlikle kabul edilmemelidir. 
Prensip itibariyle din konularında, bozuk ilahiyatçılara başvurulmamalı, onlardan fetva istenmemeli, verdikleri fetvalara itibar edilmemelidir. 
Fetva verebilmek için icazetli din âlimi ve fakih olmak gerekir. 
Bir müftü kendi kafasından fetva veremez. Muteber din, fıkıh, fetva kitaplarına müracaat etmesi gerekir.
Verilen fetvaların altında mutlaka kaynak gösterilmelidir. 
Zaruriyat-ı diniyyeye ve mevrid-i nassa aykırı fetvalar geçersizdir. 
Dört hak Ehl-i Sünnet fıkıh mezhebinin üzerinde ittifak ettikleri müttefakun aleyh mesele ve hükümlere aykırı fetva verilemez. 
Din konusunda işler o kadar sarpa sardı ki, halen yabancı bir ülkede oturan, kendisini peygamber ilan eden bir zatın davetçileri bile Türkiye’de cirit atıyor, konferanslar veriyor ve cahil halkı idlal ediyor. 
Maalesef Diyanet bu konuda halkı uyarmıyor. 
Bendenize, sen din hocası değilsin, dini konularda niçin bu kadar çok yazı yazıyorsun diyenler var. Muhterem ulema, fukaha, müftüler halkı uyarırlarsa bana iş düşmez. Lakin ortalıkta büyük bir sessizlik, nemelazımcılık var; bilmecburiye yazmak zorunda kalıyorum.
Bazı ilahiyatçılar kaderi inkâr ediyorlar. Kadere iman İslam’ın, imanın zaruri şartlarındandır. Kur’anla, Sünnetle ve icma ile sabittir. 
İran’daki Şii devriminden sonra bazı Sünni gençler mu’ta nikahıyla gizlice evlenmeye başladı. Şu anda eski yoğunluk var mıdır bilmiyorum. Mu’ta nikahı dört mezhebe göre haramdır, yasaktır. Bu haram ve yasaklık Kıyamet’e kadar devam edecektir. Mu’ta nikahı yapan gençlerimizi kim uyaracak? 
Sünni sorumluların bir kısmı bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor. 
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Ehl-i Sünnet itikadını ve fıkhını korumak konusunda vazifesini tam yaptığını sanmıyorum. 
Umre nafile bir ibadettir. Fıkıh kurallarına, İslam ahlakına, ihlasa uygun bir şekilde yapılırsa elbette sevap kazandıracak iyi bir ameldir. Lakin zamanımızda Umre ibadet olmaktan çıkartılmış, turistik bir seyahat haline dönüştürülmüştür. 
Umre yapmak sünnettir, israf haramdır. Umre esnasında israf haramından kaçınmak gerektiğini Müslümanlara kimler, hangi kurumlar anlatacaktır?
Günlük namazları kılmayan fakat senede iki kez lüks Umre seyahati yapan Müslümana “Kardeşim önce namaza başlasan daha iyi olmaz mı?..” uyarısını kim yapacaktır. 
Her sene mübarek Ramazan ayında bir yığın lüks, israf, aşırılık, haram eğlenceler ve etkinlikler yapılıyor. Bunlara kim dur diyecektir? 
İstanbul’da çalgılı gazinolarda semazenler döndürülüyor. Sema etmek Tarikat-i Seniye-i Mevleviye’nin erkânındandır. Hiç çalgılı gazinoda semazen döndürülür mü? Bu konuda ilgililere kimler nasihat edecektir? 
Birtakım cemaatler, tarikatler, dini gruplar banka, anonim şirket, holding gibi çalışıyor ve muazzam miktarda para topluyor. Bu para toplamaların hepsi Şeriata, İslam ahlakına uygun mudur?
Tesettür modası diye bir çığır açtılar ve gerçek tesettürünün canına okudular. Tesettür sektörü büyük bir endüstri haline geldi, yılda milyarlarca dolar dönüyor. Bu tesettür modası Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun mudur? Tek cümleyle şer’î tesettür müdür, şeytanî tesettür mü?
İmam-hatip liselerinde bütün öğrencilerin beş vakit namazı okulun mescidinde, okul imamının ardında topluca tek cemaat olarak kılmaları gerekmez mi? Bunu gerçekleştirmeyenleri kimler uyaracaktır? 
İyi niyetli, temiz delikanlı imam-hatip lisesinin son sınıfına gelmiş Allahü Teala’nın ön dört sıfatını bilmiyor… Hepsi için söylemem ama öyle imam-hatip öğrencileri var ki, imam olup dört rekât namaz kıldıracak fıkıh bilgisine ve kıraate sahip değil. Çocuklarımız bu konuda niçin iyi yetiştirilmiyor? Bu soruyu kim soracak? 
Maalesef biz Müslümanların büyük kısmı kendimizi ve ümmeti sorgulayamıyoruz. 
Yazıyı bitirecektim hatırıma yeni bir soru geldi: Sabah namazlarında camilerimiz niçin boştur?.. Dindar denilen veya sanılan gençlerimiz sabah namazlarında niçin camilere gelmiyor?.. Sağa sola bakınmayalım, aynalara bakalım, o mübarek vakitlerde biz niçin camilerde değiliz?  Mehmet Şevket Eygi ALINTI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.