AYET-İ KERİME

http://emelleri.blogspot.com.tr/2013/06/fakirlige-sebep-olan-seyler.html

24 Mart 2013 Pazar

Allâme İmâm Abdulazîz b. Bâz rahimehullah’a soruldu:

Soru: İnsanlardan birçoğu “Şefaat yâ Muhammed” demektedirler. Bu söz şirk midir?

Cevap:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den veya ondan başka herhangi bir ölüden şefaat taleb etmek câiz değil ve ilim ehli indinde bu, büyük şirktir. Çünkü o aleyhissalâtu vesselâm öldükten sonra hiçbir şeye mâlik değildir. Yüce Allah şöyle buyurur: «De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.” .»
قُلْ لِلّٰهِ الشَّفَاعَةُ جَمٖيعًا لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ   [Zümer, 44]
 O hâlde şefaat, Allah subhânehu ve te‘âlâ’nın mülküdür. Ne Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, ne de ondan başka ölüler, şefaat hususunda veya dua hususunda ya da bunlardan başka herhangi bir şey hakkında ölümden sonra tasarruf sahibi değillerdir. Kişi öldüğü zaman, üç şey müstesnâ ameli kesilir: «Sadaka-i câriye, kendisinden faydalanılan ilim, ona dua eden sâlih çocuk.» Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e arzedileceğine dâir delîl bulunan yegâne husus salât ve selâmdır. Bundan dolayı şöyle buyurmuştur: «Bana salât edin. Çünkü nerede olursanız olun, bana salâtınız ulaştırılır.»

Ümmetinin amellerinin ona arz edildiğine, onlar içinden hayır olanları görünce hamd ettiğine, şerleri görünce bizim için istiğfarda bulunduğuna dâir hadîse gelince; bu hadîs zayıftır, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den sahîh olarak rivâyet edilmemiştir. Sahîh bile olsaydı, ondan şefaat taleb edebileceğimize delâlet etmez.

Sözün özü, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den veya ölülerden herhangi birinden şefaat taleb etmek câiz olmayan bir iştir ve şer‘î kâide uyarınca büyük şirk çeşitlerindendir. Çünkü ölüden, kâdir olmadığı bir şeyi taleb etmek; meselâ ondan hastanın şifâya kavuşmasını, düşmana karşı zaferi, sıkıntıda olanlara yardım etmesini ve benzeri şeyleri taleb etmek; bütün bunlar büyük şirk çeşitlerindendir. Bu talebin Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den, Şeyh Abdulkâdir’den, şundan veya bundan, Bedevî’den, Hüseyn’den veya başka herhangi birinden olması arasında herhangi bir fark yoktur. Ölüden yapılan bu taleb câiz olmayan bir iştir ve şirk çeşitlerindendir.

Ölüye ancak –eğer müslüman ise- rahmet okunur. Onun için mağfiret ve rahmet duası yapılır. Müslümanın Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e salât ve selâm getirmesi ve onun için dua etmesi gerekir. Ondan meded, şefaat veya düşmana karşı zafer istemek ise, câhiliyye ehlinin ve şirk ehlinin amellerindendir. Müslümanın bu konuda uyanık olması ve böyle bir işten sakınması gerekir.

 ...Fetâvâ Nûrun ale’d-Darb (1/392)

Derleyenler: Prof. Dr. Abdullah et-Tayyâr ve Muhammed el-Mûsâ
ALINTIDIR:

DELİLİ BİLGİSİ OLAN KARDEŞLERİMİZ ADABINA UYGUN YORUM YAPABİLİR:

BU DÜNYA ALEMİ, ÖNCEKİ (ANA RAHMİ) ALEM VE SONRAKİ BERZAH ALEMİ FARKLI ALEMLERDİR.
BU KISMI VAHDEDDİN HOCA YAZDI.

Ölen kimse dünyayla irtibat kurabilir mi? Mezarına gelenleri görebilir mi? Berzah (ka Mumsema Ölen kimse dünyayla irtibat kurabilir mi? Mezarına gelenleri görebilir mi? Berzah (kabir) hayatı.


Bedenler genellikle çürüyüp toprak olduğu ve ruhlar baki kaldığı için "ruhlar alemi" de denilen ölümden sonraki hayat, gaybi konulardandır. Hayatta olan insan ile berzah alemine göçmüş olan kişi ayrı ayrı alemlerdedir. Berzah alemindekilerin de kendilerine göre bir hayatı vardır, lezzetleri, elemleri, ferah ve sevinçleri hisseder. Fakat henüz madde aleminde bulunanlar ruhun bedenden sonraki hayatını ve orada kişinin neler hissettiğini, nelerle karşılaşacağını normal duyularıyla hissedip bilemez. Bu hususu, ancak ilahi gerçeklere vakıf olan Peygambermizden öğreniriz.

Mümin ruhların berzah aleminde bir birleriyle görüştüklerini Peygamberimizin hadislerinden anlamaktayız. Ayrıca ölülerin hayattakilerden haber aldıkları ve kabirlerinin başına giden kimseleri gördükleri yine rivayetlerde vardır. Onlar için yapılan dua ve manevi hediyelerin kimlerden geldiğini bilebilirler. Mümin ruhlar nimet içinde oldukları için ve ruhları serbest oldukları için serbest dolaşabilirler. Ancak kafirlerin ruhları ve günahları fazla olan müminlerin ruhları azabla meşguldurlar.

Ölülere Kuran okunduğu zaman eve gelmeleri mümkün olabilir. Ancak bu her ölü için söylemek zordur.

Ölülerin Berzah aleminde birbirleriyle görüşmeleri:

Berzah alemindeki ruhlar iki kısımdır: Nimet içinde olanlar ve azapta olanlar. İbnü'l-Kayyim'in açıklamasına göre azapta olan ruhlar birbirleriyle görüşmeye fırsat bulamazlar. Onlar bir nevi tutuklu gibidirler. Ama tutuklu olmayıp serbest olan yani nimet içindeki ruhlar birbirleriyle buluşup görüşürler, birbirlerini ziyaret ederler. Dünyadaki olmuş ve olacak şeyleri müzakere ederler. Her ruh, amelde kendi dengi ve kendi derecesinde olan arkadaşlarıyla beraber olur. Hz. Peygamber sav in ruhu ise Refiku'1-A'lâ (en yüksek mertebe) dadır.

Nisa Suresi'nde:  (Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır. وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُولٰئِكَ مَعَ الَّذٖينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّٖنَ وَالصِّدّٖيقٖينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحٖينَ وَحَسُنَ اُولٰـئِكَ رَفٖيقًا  nisa 69 buyurulmuştur 
Bu beraberlik dünyada, berzahta ve âhirette olmak üzere üç yerdedir. Bu üç âlemin hepsinde de kişi sevdiği ile beraberdir.

Bu âyet-i kerimede ruhların berzah âleminde birbirlerine kavuşacakları haber verilmektedir. Çünkü bu âyetin iniş sebebi olarak şöyle bir olay anlatılmaktadır: Ashaptan biri, öldükten sonra Hz. Peygamber sav in makamının kendilerinden çok yüce olacağını ve Hz. Peygamber sav  den ayrı kalacaklarını düşünerek üzülmüş ve ağlamış. Üzüntüsünün sebebini soran Hz. Muhammed'e sav: "Biz dünyada senden ayrılmaya hiç tahammül edemiyoruz va Rasulullah. Öldükten sonra senin merteben bizden yüce olacağı için seni göremeyeceğiz. Senin ayrılığına nasıl tahammül edebilirim?" diye derdini açar. Bu olay üzerine yukarıdaki âyet nâzil olmuş  ve Allah'ı ve Rasulullah'ı sevenlerin berzah âleminde ve âhirette de, dünyadaki gibi, Hz. Rasûl ile birlikte olacakları bildirilmiştir.

xxxxxxxxxxxxxxxxxİNSAN ALLAH'DAN cc DEĞİLDE YARATTIKLARINDAN MEDET UMMASI YARDIM ŞEFAAT İSTEMESİ NE ANLAMA GELİR? ...VAHDEDDİN HOCA...
SEN ALLAH'DAN cc İSTE RABBİN YARATTIKLARINDAN DİLEDİĞİNE (İNSAN,MELEK HER ŞEY..) GÖREV VERİR.. ANLAŞTIKMI?xxxxxxxxxxxxxxxxx

ALLAH'DAN cc BAŞKA DOST YARDIMCI ilah rab mevla EDİNMEYİN. 
İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı, bütün yaptıkları boşa gitmişti. 
ذٰلِكَ هُدَى اللّٰهِ يَهْدٖى بِهٖ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهٖ وَلَوْ اَشْرَكُوا لَحَبِطَ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ EN'ÂM 88

Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi: “Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun.” 
وَلَقَدْ اُوحِىَ اِلَيْكَ وَاِلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِكَ لَئِنْ اَشْرَكْتَ لَيَحْبَطَنَّ عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرٖينَ ZÜMER 65

Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de mü’minlere. 
مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا اَنْ يَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِكٖينَ وَلَوْ كَانُوا اُولٖى قُرْبٰى مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُمْ اَصْحَابُ الْجَحٖيمِ 
TEVBE 113
Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder. 
اِنَّ وَلِيِّـیَ اللّٰهُ الَّذٖى نَزَّلَ الْكِتَابَ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحٖينَ 
A'RAF 196
De ki: “Eğer Allah size bir kötülük dilese, sizi Allah’tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese, buna engel olacak kimdir?” Onlar kendilerine Allah’tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar. 
قُلْ مَنْ ذَا الَّذٖى يَعْصِمُكُمْ مِنَ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَ بِكُمْ سُوءًا اَوْ اَرَادَ بِكُمْ رَحْمَةً وَلَا يَجِدُونَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِیًّا وَلَا نَصٖيرًا AHZÂB 17

Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
اِتَّبِعُوا مَا اُنْزِلَ اِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِهٖ اَوْلِيَاءَ قَلٖيلًا مَا تَذَكَّرُونَ A'RAF 3
Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi! 
مَثَلُ الَّذٖينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اِتَّخَذَتْ بَيْتًا وَاِنَّ اَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ 
ANKEBÛT 41
Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

اِتَّبِعُوا مَا اُنْزِلَ اِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِهٖ اَوْلِيَاءَ قَلٖيلًا مَا تَذَكَّرُونَ 
A'RAF 3
İnkâr edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık. 
اَفَحَسِبَ الَّذٖينَ كَفَرُوا اَنْ يَتَّخِذُوا عِبَادٖى مِنْ دُونٖى اَوْلِيَاءَ اِنَّا اَعْتَدْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرٖينَ نُزُلًا 
KEHF 102

Müslümanlar Allah tealadan peygamber efendimiz ve onun İYİ KULLARI HÜRMETİNE  YALNIZ! ALLAH'DAN cc  isteyebilir,örneğin bir müslüman,"ya rabbi beni habibin son peygamberin hürmetine afv ve mağfiret eyle" diyebilir,ve beni resulunun şefaatine kavuştur diye dua edebilir.  ANCAK ŞEFAAT ET YA RESUL  YARDIM ET EY EVLİYA DİYEMEZ  ÇÜNKİ HER YARATILMIŞ.. NE VARSA ANCAK ALLAH'A cc MUHTAÇTIR  ŞİRKE DÜŞMEDEN YALNIZ ALLAH'A cc  DUA EDELİM İSTEYELİM İNŞALLAH

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.