AYET-İ KERİME

http://emelleri.blogspot.com.tr/2013/06/fakirlige-sebep-olan-seyler.html

2 Nisan 2013 Salı

Her Günah işleyene kâfir denmez.

Her Günah işleyene kâfir denmez.

Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan Müslüman olduktan sonra İNKAR etmedikçe! günah işlemekle kâfir olmaz. Bid'at fırkaları, günah işleyene, kendileri gibi düşünmeyen müslümanlara kâfir demek sapıklığında bulunmuşlardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari] 

Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez. Bir savaşta, kelime-i şehadet getiren ve kendisine nefsi müdafaa gerektirmeyen birisini öldüren kimseye, Resulullah efendimiz, (Kelime-i şehadet söyleyen kimseyi niçin öldürdün?) buyurdu. O da, (Dili ile söylüyordu ama kalbi ile inkâr ediyordu dedi. (Kalbini yarıp da baktın mı?) diyerek onu tekdir buyurdu.)
''BEN ONU ÖLDÜRMESEM O BENİ ÖLDÜRECEKTİ '' DURUMU OLURSA BAŞKA!

Onun için mümine kâfir demekten ona lanet etmekten sakınmalıdır! Lanet, Hak eden kise onu bulur  Hadis-i şerifte, (Kul, lanet ettiği zaman, lanet edilen buna müstahak değilse, kendine döner) buyuruldu. (Beyheki) 
Kafir saldırgana karşı top, tank, lanet, beddua... kalem, akıl.... silahlarıyla kendini savuna bilmeli.

Günah işleyen ve ibadet etmeyen müslümana kâfir denmez. Kâfirden başkası, ebedi Cehennemde kalmaz. Günah işleyen müslümanın kâfir denmeyeceği hakkında birçok âyet ve hadis vardır. Mutezile, (Günah işleyen ve ibadet etmeyen kâfirdir) demişse de, Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: 
Küfrün zıddı iman, günahın zıddı ise ibadettir. İmanı bırakan kâfir olur, ibadeti terk eden günahkâr olur. Amelsiz iman tehlikededir, imansız amel ise kabul edilmez. Kadınların, muayyen hallerinde, namaz, oruç gibi ibadetleri bırakmaları caiz ve lazım iken, imanı hiçbir zaman bırakmaları caiz olmaz. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen bildiriliyor ki:
                         İman edip salih amel işleyenler.
İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. 
  وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا اُولٰـئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ 
 Araf 42, 
İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. 
  اِنَّ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُوا اِلٰى رَبِّهِمْ اُولٰـئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ  Hud 23,
İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır.
  اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ  Rad 29, 
Artık iman edip salih ameller işleyenler var ya, işte onlar için bir bağışlama güzel bir nimet (cennet) vardır. 
   فَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرٖيمٌ   Hac 50]
                                 -------------------------------------
                                  İmandan ötede yaşayanlar..
--De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 
قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعًا اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ   ZÜMER 53

Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. 
وَاِنْ طَائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اقْتَتَلُوا فَاَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا فَاِنْ بَغَتْ اِحْدٰیهُمَا عَلَى الْاُخْرٰى فَقَاتِلُوا الَّتٖى تَبْغٖى حَتّٰى تَفٖیءَ اِلٰى اَمْرِ اللّٰهِ فَاِنْ فَاءَتْ فَاَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَاَقْسِطُوا اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطٖينَ   HUCURÂT 9

Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır. 
    مَثَلُ الَّذٖينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ اَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرّٖيحُ فٖى يَوْمٍ عَاصِفٍ لَا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا عَلٰى شَیْءٍ ذٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعٖيدُ    İbrahim 18

  Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız). 
 وَقَدِمْنَا اِلٰى مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَنْثُورًا   Furkan 23]

 (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?” 
Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. 

 قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَرٖينَ اَعْمَالًا    اَلَّذٖينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِى الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا   اُولٰئِكَ الَّذٖينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِ رَبِّهِمْ وَلِقَائِهٖ فَحَبِطَتْ اَعْمَالُهُمْ فَلَا نُقٖيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَزْنًا   Kehf 103-105

İnkâr edenlere gelince; onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır. Yanına geldiğinde hiçbir şey bulamaz. (Tıpkı bunun gibi kâfir de hesap günü amellerinden bir şey bulamaz). Ancak Allah’ı yanında bulur da Allah onun hesabını tastamam görür. Allah, hesabı çabuk görendir. 
  وَالَّذٖينَ كَفَرُوا اَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقٖيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْاٰنُ مَاءً حَتّٰى اِذَا جَاءَهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْپًا وَوَجَدَ اللّٰهَ عِنْدَهُ فَوَفّٰیهُ حِسَابَهُ وَاللّٰهُ سَرٖيعُ الْحِسَابِ   Nur 39]

Bu ayetlerde  kâfirlerin hiçbir amelinin fayda vermeyeceğini göstermektedir.

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz.) [Taberani]

(Zina etmiş, hırsızlık yapmış, içki içmiş mümin de Cennete girer.) [Buhari]

 Allah’ı anan veya Ondan korkan müslüman, (cezasından sonra ) Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]

Müslümanlığın temeli, Allahü teâlânın birliğine ve Muhammed aleyhisselamın bildirdiği belli olan emirlerin ve yasakların hepsini, Allah tarafından getirmiş olduğuna inanmaktır. Yani emirleri yapmak ve yasak edilenleri yapmamak.  olduğuna inanmak imanın şartıdır. 

Böyle imanı olmayan, yani müslüman olmayana kâfir denir. Kâfirler, ne kadar iyi iş yapsa da, ahirette azaptan kurtulamaz. İmanın ve iman ile birlikte olan ibadetlerin ve bütün iyi işlerin dünyada da, ahirette de çok faydası vardır. Fakat imansız olana, iyi işlerin ahirette faydası olamaz. Günahı çok olan bir mümin, tevbe etmeden ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse, günahlarının hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda yine Cennete koyar. Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar imanı olan kurtuluşa kavuşur.
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. 
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ZİLZÂL 7
Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir. 
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ZİLZÂL 8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.